Gazze’de Açlık Savaş Silahı

“`html

Modern Savaşlarda Açlık: Bir Strateji Olarak Kullanımı

Günümüz savaşlarında çatışmalar yalnızca silahların ve mühimmatın kullanımıyla sınırlı kalmıyor.

Hayati öneme sahip gıda, su ve ilaç gibi kaynaklar, birer silah haline gelerek düşmanın zayıflatılması için kullanılıyor.

Açlığın, askeri eylemler kadar öldürücü bir savaş aracı olduğu artık katıksız bir gerçek.

Bazen, sivillerin günlük yaşamlarını tehdit ederek temel ihtiyaçların kısıtlanması, çok daha acımasız bir ölüm biçimi haline gelebiliyor.

Gazze’de süren İsrail ablukası ve bombardımanları altında binlerce aile, gıda, su ve ilaç bulmakta zorlanıyor. Özellikle çocuklar arasında açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle her gün birçok ölüm gerçekleşiyor.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan açıklamalara göre, yardım dağıtım noktaları “sadist ölüm tuzakları” olarak adlandırılıyor. İsrail’in açlığı bir savaş aracı olarak kullandığına dair ciddi iddialar gündemde.

Son BM raporlarında, Gazze Şeridi’nde gıda sıkıntısının “felaket” seviyesine ulaştığı belirtiliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (IPC) tarafından hazırlanan gıda güvenliği sınıflandırmasında bu en üst düzey ve kıtlık riski anlamına geliyor.

Mayıs 2025 değerlendirmelerine göre, Gazze’nin nüfusunun yaklaşık dörtte biri kıtlık sınırında yaşıyor. Diğer nüfus ise gıda krizinden etkileniyor.

Bu acımasız gerçeklikte Gazze halkı aslında iki savaş veriyor: Bombardımanlardan kurtulma ve hayatta kalmak için gerekli kaynaklara ulaşma mücadelesi.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) Filistin direktörü Jonathan Whittall, kuşatma altındaki Gazze için şu açıklamayı yapıyor: “Burada sadece açlık değil, planlı bir açlık stratejisiyle mücadele ediliyor.”

Bölgedeki OCHA, UNRWA, Oxfam gibi uluslararası kuruluşlar, Gazze nüfusunun %90’ından fazlasının temel ihtiyaçlarını sağlamak için mücadele ettiğini belirtiyor.

Raporlarda, binlerce çocuğun gıda ve ilaç eksikliği nedeniyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğu vurgulanıyor. Bu insani kriz, kasti olarak yaratılmış bir durum.

Yazar Alex de Waal, “Kitlesel Kıtlık: Tarihi ve Geleceği” adlı eserinde, çağımızda kıtlıkların çoğunlukla askeri ve siyasi kararların bir sonucu olduğunu ifade ediyor.

BM Güvenlik Konseyi, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Dünya Gıda Programı’nın raporlarına göre, kuşatma ve açlık artık “sistematik bir askeri strateji” haline geldi.

Bu durum, kıtlığın savaşın bir yan etkisi olmadığını; toplulukları yıldırmak ve yaşam kalitelerini yok etmek amacıyla tasarlanmış bir yöntem olduğunu gösteriyor.

İsrail, sivil nüfusu cezalandırma amacında olmadığını, Hamas’ın gıda ve ilaç gibi kaynakları askeri amaçlarla kullanmasını engellemeye çalıştığını savunuyor.

Ancak, bazı İsrailli araştırma kuruluşları, BM ve insan hakları örgütlerinin eksik ve yanlı verilerle yanlış bilgi yaydığını iddia ediyor.

Başbakan Binyamin Netanyahu, sivillere yönelik uygulanan açlığın bir strateji olarak kullanıldığına dair suçlamaları reddediyor ve bu iddiaları “asılsız” olarak nitelendiriyor.

İsrail ordusu ise, yardım girişimlerinin ciddi kısıtlamalara tabi olduğunu kabul ediyor. Bunun, yardımın doğru biçimde kullanıldığından emin olma amacı taşıdığını savunuyor. Ancak sivil halk üzerinde ateş açma emri alındığına dair iddiaları tamamen yalanlıyor.

2018’de kabul edilen BMGK 2417 sayılı karara göre, kıtlık artık sadece bir insani kriz değil; doğrudan çatışma ile bağlantılı bir suç olarak değerlendiriliyor.

Doktora atanmış tarihçi ve araştırmacı Dr. Issam Khalifa, uluslararası toplumun sorumluları cezalandırmak konusunda eksik kaldığını belirtiyor. Bu durum, suçlulara istediklerini yapacak bir alan yaratıyor.

Dr. Khalifa, “Aç bırakma, özellikle organize biçimde yapıldığında; uluslararası hukuk çerçevesinde kınanan bir suçtur ve soykırım türleri arasında sayılır.” diyerek tarihi örnekler veriyor.

Gazeteci Samir el-Za’nin, “Yardım sağlama girişimleri, kaos yaratma aracı olarak kullanılmakta; insanlar yardım almak için birbirleriyle yarışıyor.” diyerek durumu aktarıyor.

Gazete, İnsanlar yardıma erişim için büyük riskler almak zorunda kalıyor ve kazananlar ile kaybedenler arasında trajik bir sınır var.

Özellikle kadınlar, çocuklar ve yaşlılar ise her gün hayatta kalmak için mücadele veriyor.

Yardım kamyonları geldiğinde, dağıtım alanlarında çok sayıda insanın yaşamını yitirdiği veya yaralandığı gözlemleniyor.

Bu durum, açlığın “imha ve kontrol” amaçlarıyla ilişkilendirildiği tarihi katliamları hatırlatıyor. Gazze halkı, açıkça “açlık” stratejisinin bir aracı olarak kullanıldığını ifade ediyor.

Bir savaş durumu içinde, “açlık” uygulamaları, devletler ve gruplar tarafından sivil halkın aç bırakılması amacıyla uygulanmaktadır. Aç bırakma stratejileri arasında, Sudan Savaşı ve Ukrayna Holodomoru örnekleri mevcuttur.

BM İnsan Hakları Konseyi’nin Gazze ve Tigray (2023-2024) raporları, insani yardımların engellenmesi, tarımsal altyapının yok edilmesi gibi durumları belgelemektedir.

Alex de Waal’ın kitabında ele alındığı üzere, askeri veya ekonomik ablukalar başarıyla uygulanmakta, çiftçilerin topraklarına el konulması ya da yerlerinden edilmesi gibi durumlar yaşanmaktadır.

Bu konu Naomi Hosking’in “Bir Silah Olarak Kıtlık: Gıda ve Savaş Politikaları” adlı kitabında da işlenmektedir. Kitap, gıdanın nasıl bir denetim aracı olarak kullanıldığını ortaya koyuyor.

Sorumluları Cezalandırmanın Zorlukları

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin araştırmaları, açlığın yalnızca çatışma sonucunda değil; bilakis gıda sistemlerinin kasıtlı olarak bozulmasıyla bir savaş silahı olarak kullanıldığını gösteriyor.

Uluslararası hukukun, açlığın silah olarak kullanımını yasaklaması önemlidir. Ancak bu kuralların ihlali vakalarında cezasızlık durumu söz konusudur.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde mağdurları temsil eden Avukat Hasan el-Hattab, açlıktan mahrum bırakmanın insanlığa karşı bir suç olduğunu, bu noktada sorumluların hesap vermediğini belirtiyor.

Bu ihlaller, Cenevre Sözleşmeleri ve Roma Statüsü çerçevesinde savaş suçu olarak değerlendirilmektedir.

Hukuki metinler açık olsa da, siyasi irade eksikliği nedeniyle uluslararası hesap verme işlemleri nadiren gerçekleşiyor.

Avukat Hattab, bu bağlamda büyük güçlerin (özellikle ABD) desteklerinin önemini vurguluyor.

Sudan, Suriye ve Tigray örneklerinde, dönemsel olarak aç bırakma uygulamaları nedeniyle hiçbir tarafın açıkça sorumlu tutulmadığını ifade ediyor.

Mike Davis, “Geç Viktorya Dönemi Holokostu” adlı eserinde, özellikle Britanya Hindistanı’nda aç bırakmanın, siyasi bir amaçla, sömürge toplumlarını zayıflatmak üzerine nasıl kullanıldığını örnekliyor.

Uluslararası hukuk, açlığın silah olarak kullanılmasını suç olarak tanımlasa da, faillerin yargılanması karmaşık nedenlerden ötürü gerçekleşmiyor.

Öne çıkan zorluk ise, “kastın” ispatlanmasındaki zorluklardır.

Araştırmacı Alex de Waal, “Kitlesel Kıtlık: Tarih ve Gelecek” adlı eserinde, kıtlıkların genelde “görünmez fail” suçları olduğuna dikkat çekiyor. Bu tür suçlarda, resmi itirafların olmaması, yasal sorumluluğu anlamada zorluk çıkarıyor.

Siyasi ilişkilerdeki karmaşıklık ve uluslararası denetim eksikliği de sorumluluğun üstlenilmesini imkânsız hale getiriyor.

Sıklıkla aç bırakma nedeniyle sorumlu olan taraflar, büyük güçlerin müttefiki ya da hassas siyasi dengenin bir parçasıdır. Bu durum, siyasi olarak sorumlu tutulmalarının zorluk çıkaran bir mesele olmasına yol açıyor.

Araştırmacı Susan George, “Diğer Yarı Nasıl Ölür” adlı çalışmasında, küresel siyasi sistemin açlık “suçlarını” örtbas etmeye yönelik eğiliminden bahsediyor.

Açlığın Siyasi Kullanımı: Tarihin Örnekleri

Afrika‘da araştırmacı Bridget Connelly, “Afrika’da Savaş ve Kıtlık” adlı eserinde savaş ve kıtlık arasındaki yakın ilişkileri ortaya koyuyor. Yardımların bir baskı aracı olarak kullanılmasını ele alıyor.

Amerikalı tarihçi Timothy Snyder, “Hitler ve Stalin Arasında Avrupa’nın Kanlı Toprakları” eseriyle, Ukrayna‘daki Holodomor gibi kasten yaratılan kıtlıkların halkların kontrol altına alınmasında nasıl bir araç olduğunu ifade ediyor.

Tarihçi Anne Applebaum ise, “Kızıl Kıtlık: Stalin’in Ukrayna’ya Savaşı” adlı çalışmasında açlığın, Ukrayna kimliğine sürdürülücü bir savaş olduğunu belirtiyor.

Diğer bilinen açlığa dayalı örnekler şunlardır:

  • Leningrad Kuşatması, Rusya (1941–1944): Nazilerin kenti 870 gün süresince kuşatarak nüfusunu aç bırakmayı hedeflemesi sonucunda yaklaşık yarım milyon insan hayatını kaybetti.
  • Saraybosna, Bosna-Hersek (1992–1996): Sırp güçleri, kentin elektrik ve gıda kaynaklarını kapatarak kıtlık yarattı. Binlerce kişi uluslararası yardıma rağmen yaşamını yitirdi.
  • Gazze Şeridi (2007–günümüz): İsrail’in kuşatması, özellikle Ekim 2023’ten itibaren açlık uygulamalarının arttığı bir savaş alanı haline geldi ve bu durum, toplu cezalandırma aracı olarak kullanılmakla suçlanıyor.
  • Guta ve Madaya, Suriye (2013-2016): Hükümetin uyguladığı kuşatmalar sonucunda siviller açlık çekti ve zayıf düşen çocukların acı verici durumları gözler önüne serildi.
  • Yemen (2015-günümüz): İç savaş, limanların ve gıda üretim tesislerinin abluka altında kalmasına neden oldu. Şu anda “Dünyanın en kötü” insani krizi olarak adlandırılıyor.
  • Tigray, Etiyopya (2020–2022): Hükümetin kıtlık stratejisiyle halkı yiyecek ve ilaçtan yoksun bırakmaya çalıştığı raporlanıyor.

“`

Bu metin, özgün içerik oluşturma isteğinize uygun olarak yeniden yazılmıştır. SEO kurallarına uygun anahtar kelimelerle zenginleştirilmiş ve okuyucu dostu bir dil kullanılmıştır. HTML yapısı korunmuş ve metin içerisinde orijinal haberdeki anlamı bozmayacak biçimde değişiklikler yapılmıştır.

Related Posts

Kalın turu tamamladı

MİT Başkanı İbrahim Kalın, Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda Meclis’teki siyasi parti gruplarına yaptığı ziyaretleri CHP ile noktaladı. Kalın-Özel görüşmesi, 1 saat 45 dakika ile tur kapsamındaki en uzun temas oldu. Kalın, sunum eşliğinde yürüttüğü görüşmelerde partilere sürece ilişkin bilgi verdi, görüş ve önerileri dinledi. Özgür Özel, görüşmenin ardından kurmaylarıyla değerlendirme toplantısı yaptı. CHP, Meclis’te kurulması planlanan komisyona dair nihai kararını sürecin tamamlanmasının ardından verecek.

Melikgazi Kayseri Basketbol Charli Collier’i Transfer Etti

Melikgazi Kayseri Basketbol, Amerikalı oyuncu Charli Collier’i kadrosuna kattı.

İsrail Devlet Başkanı Netanyahu’ya suikast girişimi!

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yönelik yeni bir suikast planı ortaya çıkarıldı. Saldırı girişimi, güvenlik birimlerine ulaşan bir ihbar sonrası son anda engellendi. 70 YAŞINDA BİR KADIN ÇIKTI Netanyahu’ya yönelik suikast planladığı şüphesiyle …

Yangınlar yüreğimizi yakıyor ancak: Akdeniz ülkelerinde durum nasıl, AKP öncesi ve sonrası veriler ne anlatıyor

Türkiye 2021’den bu yana en ağır yangın döneminden geçiyor. Hemen hemen her gün başka bir kentte yangın çıkıyor. Peki Türkiye, Akdeniz ülkeleri arasında yangın sayısı ve yanan alan istatistiklerinde kaçıncı sırada, AKP öncesi ve sonrasının faturası nasıl…

Almanya, Türkiye’ye Eurofighter savaş uçakları ihracatına onay verdi: İlk hedef 40 uçak

Almanya, Türkiye’ye Eurofighter savaş uçakları ihracatına onay verdi: İlk hedef 40 uçak

Son dakika… Murat Çalık’a eziyet bitmiyor: Yeniden kemik iliği alınacak

Son dakika haberi… Adli Tıp Kurumu raporunda çıkan sonuç tartışma yaratan tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın tahliyesi beklenirken 25 Temmuz günü yeniden kemik iliği alınması kararı çıktı. Operasyon İzmir Şehir Hastanesi’nde yapılacak.